bel

Í

is. 俗́ 标记, 记号, 招牌

II

is.

1. 腰: \bel ağrısı 腰痛 \bel bağı 俗́ 腰带 \bel çantası 腰包 Beli ince. 她的腰细。Pantolonun beli çok geniş. 裤腰太肥了。Aralarında bellerini doğrultamayacak kadar yaşlılar da vardı. 他们当中还有一些老人, 腰都快直不起来了。

2. (山间)隘路, 狭道: Dağda gez, belde gez; insafı elden bırakma (或 koma) . 成́ 你怎么着都行, 但要讲道理。

3. 船的中间部分, 船腰

4. (牲口等)背

◇ -e \bel bağlamak 信任, 信赖: O de bu hayale az çok bel bağlamıştı. 他也多少有些相信这种幻觉。\bel bükmek 1) 鞠躬 2) 使厌倦, 使烦恼 3) 使感到无能为力, 使为难 \bel bükülmek 为难, 无能为力 \bel gibi akmak (水等液体物质)细细地流 \bel kıra kıra 摇摇摆摆地(走), 左右摇摆地(走) \bel kırmak 一拐一拐地走路, 跛行: Bel kırarak yürüyor. 他一拐一拐地走着。\bel kündesi (在摔跤中)从对方后面拦腰抱住的动作 \bel vermek 1) (墙壁等)中部弯曲, (顶棚等)中部弯曲, 中部下垂: Duvar bel verdi. 墙中部凸出来了。Tavan bel verdi. 顶棚中部下垂了。 2) 转́ 作为支撑物: Bel ver de şu duvara tırmanayım. 你弯下腰让我踩着登上那墙。-in \beli açılmak 1) 小便失禁, 尿床: Çocuğun beli açılmıştı her hâlde. 孩子肯定尿床了。 2) 搬重物扭伤腰 -in \beli bükük 腰弯背驼的, 无力的, 可怜的; 不能自助的: Oğlunu kaybedince beli bükük kaldı. 他一失去儿子就变得苍老无力了。-in \beli bükülmek 1) 腰弯背驼: İhtiyarladıkça beli bükülüyordu. 他一老, 背就驼了。 2) 年迈力衰 -in \beli çökmek 变得弯腰曲背, 弯腰, 躬身 -in \beli kırılmak 什么事也干不了, 无可奈何 -in \beli kopmak 腰疼: Belim kopuyor. 我腰疼。\belinden bağlı sokak süpürgesi 野鸡, 婊子, 娼妇 \beline kadar 齐腰的 \beline kadar kızarmak 非常害羞 \beline sağlam (olmak) 重贞操 \belini alamamak 直不起腰来, 爬不起来 -in \belini bükmek 1) 缠身: bir ayak üstünde kırk yalanın \belini bükmek 谎话连篇; 一会儿功夫就说一大堆瞎话 2) 使走投无路, 使无可奈何; 毁坏(正常生活): Şu kör olası işsizlik belimi fena hâlde büküyordu. 该死的失业搞得我走投无路。Onun belini büken asıl kumardı. 毁了他的根子是赌博。-in \belini çökertmek 使累弯了腰 -in \belini doğrultmak 1) 使挺直腰板: Aramızda benim bir daha belimi doğrultamamış neslimin en parlak gençleri vardı. 在我们中间有我们这一代最杰出的青年, 使我自惭形秽。 2) 使恢复原状, 恢复, 改善 \belini kırmak 1) 使累坏, 使丧失工作能力 2) 干最苦最累的活儿 \belinin ağrısını duymak 明白自己受到了什么样的伤害

III

is. 精液; 精子

◇ \bel gevşekliği 性无能, 阳痿 \beli gelmek 1) 射精 2) 俚́ 久而生厌, 老生常谈 \beli gevşek 1) 小便失禁的, 尿床的 2) 阳痿的 -in \belinden gelmek 生为人子

IV

波́ is. 铁锹, 铁铲; 小锄

◇ \bel bellemek 用铲锄地

V́

is. 物́ 贝尔